Karenin Diğer Adı Nedir? (Küresel ve Yerel Bakışların Kesişme Noktası) Kareye her baktığımızda sadece dört eşit kenarı ve dört dik açıyı görmüyoruz; aslında ortak bir dilin, kültürlerin ve gündelik hayatın iç içe geçmiş izlerini de görüyoruz. Ben farklı açılardan bakmayı seven biri olarak, bu basit şeklin dünyada nasıl adlandırıldığını, hangi çağrışımları tetiklediğini ve yerelde nasıl dönüştüğünü birlikte keşfetmeye davet ediyorum. Hepimiz bir kareyle büyüdük: defter kareliydi, satranç tahtası karelerden oluşuyordu, halı motifleri kare kare örülüyordu. Peki “karenin diğer adı nedir?” sorusu, sandığımızdan daha zengin bir hikâye anlatıyor olabilir mi? İpucu: Geometri, kültürle konuşur—karenin adı yalnız matematikle değil, dille, zanaatla ve…
6 YorumEtiket: bir
Icap Nöbeti En Az Kaç Saat Olmalı? Psikolojik Bir Mercekten Bakış İnsan Davranışlarını Çözümlemeye Çalışan Bir Psikoloğun Meraklı Girişi İnsan davranışlarını anlamak, bazen karmaşık bir bulmacayı çözmek gibidir. Her bir davranış, ardında birçok farklı etkenin birleşiminden ortaya çıkar. İşte bu yüzden, bazı durumlarda bir davranışın altında yatan duygusal, bilişsel ve sosyal dinamikleri incelemek, daha derin bir anlayışa ulaşmamıza yardımcı olabilir. Bugün ele alacağımız konu, “icap nöbeti” olarak bilinen, çalışanın belirli bir süre boyunca sürekli hizmet vermek durumunda olduğu görevdir. Peki, icap nöbeti gerçekten en az kaç saat olmalı? Bu soruya psikolojik açıdan nasıl yaklaşabiliriz? İnsanların stresle, zaman yönetimiyle, sosyal etkileşimle…
8 YorumHükmen Yenmek Ne Demek? Ekonomi Perspektifinden Bir Analiz Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları: Bir Ekonomistin Girişi Ekonomi, sınırsız istekler ve sınırlı kaynaklar arasında denge kurma sanatıdır. İnsanlar, her gün bir dizi seçim yapmak zorundadır ve her seçim, belirli bir fırsat maliyetini beraberinde getirir. Bu bakış açısıyla, “hükmen yenmek” terimi de ekonominin temel ilkeleriyle paralel bir anlam taşır. Hükmen yenmek, her ne kadar günlük yaşamda bir kavram olarak kabul edilse de, piyasa dinamikleri, bireysel kararlar ve toplumsal refah açısından önemli bir metafor olabilir. Ekonomik anlamda, bir kişi ya da kuruluşun kazandığına inandığı bir durumda, aslında kaybetmesi ya da kaybeden olma potansiyeline…
8 YorumHuşû Ne Demek? Tasavvufta Derin Bir Anlam Giriş: Tasavvufta Huşû’nun Yeri ve Önemi Tasavvuf, ruhsal bir yolculuk ve manevi bir olgunlaşma süreci olarak, insanın iç dünyasını keşfetmesi için derin bir kaynaktır. Bu yolculukta karşımıza çıkan terimlerden biri de “huşû”dur. Peki, huşû ne demek? Tasavvufta huşû, sadece bir kelime değil, aynı zamanda bir iç hâl, bir kalp durumu ve kişinin Allah’a duyduğu derin saygıyı ifade eden bir kavramdır. Tasavvufun öğretisini anlamaya çalışan bir kişinin bu kavrama olan yakınlığı, onun manevi olgunluğunun bir yansıması olabilir. Huşû’nun Tanımı ve Kökeni Huşû kelimesi, Arapçadaki “hşîa” kökünden türetilmiştir. Bu kök, “korku”, “saygı” ve “sükûnet” anlamlarını…
8 YorumHoşçakal Ne Demek Ekşi? Psikolojik Bir Mercekten Bakış İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, bazen bir kelimenin, bir cümlenin bile ne kadar derin anlamlar taşıdığını fark ediyorum. “Hoşçakal” gibi basit bir vedalaşma kelimesi, aslında çok daha fazlasını anlatıyor olabilir. İnsanların birbiriyle vedalaşırken kullandığı ifadeler, bazen bir ayrılığın duygusal yükünü, bazen de ilişkilere dair bilinçaltındaki korkuları ve beklentileri gözler önüne serer. “Hoşçakal” demek, bir anlamda hem duygusal bir ayrılığı işaret eder hem de bilinçaltındaki karmaşık süreçleri dışa vurur. Peki, “Hoşçakal” ne demek ekşi? Bu kelimeyi kullanmak, aslında nasıl bir psikolojik sürecin göstergesidir? Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Hoşçakal Bilişsel psikoloji, insanın düşünce…
8 YorumAli Karabacak Kimdir? İsimlerin Çoklu Yüzü ve Dijital Çağda Kimlik Arayışı “Ali Karabacak” tek bir kişiyi değil; farklı zamanlarda, farklı şehirlerde ve disiplinlerde iz bırakan birden çok kişiyi ifade eder: bir halk ozanı, bir akademisyen, sporcular, din hizmetinde bulunmuş bir hoca ve iş dünyasından isimler… Gel masaya oturalım ve bu soruyu arkadaş sohbetindeki o meraklı tonla konuşalım: “Ali Karabacak kimdir?” Hani bazen bir isim aratır, karşına bambaşka hayatlar çıkar ya… İşte burada tam da öyle bir kavşağın ortasındayız. Bir yanda gelenek ve yerel hafıza; diğer yanda arama motorları, algoritmalar ve dijital izler. Bu yazıda kökenlere bakacak, bugünün yansımalarını derleyecek ve…
8 YorumDoğal Yolla Güneş Lekeleri Nasıl Geçer? Öğrenmenin Işığında Bir Dönüşüm Hikâyesi Bir eğitimci olarak her zaman inanırım ki öğrenme yalnızca sınıf duvarları arasında gerçekleşmez; bazen aynaya bakarken, bazen bir bitki karışımını denerken bile öğreniriz. “Doğal yolla güneş lekeleri nasıl geçer?” sorusu, sadece cilt bakımıyla ilgili değildir. Bu soru, insanın kendini tanıma, doğadan öğrenme ve yaşamla etkileşim kurma biçiminin bir yansımasıdır. Her leke, geçmişin bir izi; her çare arayışı, öğrenmenin dönüştürücü gücüne atılan bir adımdır. Öğrenme Teorileri ve Ciltle Kurulan Bağ Pedagojik açıdan öğrenme, sadece bilgi edinmek değil; deneyimle, hata yaparak ve gözlemleyerek dönüşmektir. John Dewey’in deneyimsel öğrenme kuramına göre, bilgi…
8 YorumAtatürk Hangi Mesleği Yapmak İstiyordu? Ekonomik Bir Perspektiften İnceleme Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları: Ekonomistin Gözünden Bir Bakış Bir ekonomist olarak, her bireyin hayatındaki seçimlerin ve kararların, toplumsal refah ve ekonomik yapılar üzerindeki etkilerini anlamak oldukça önemli bir konu. Kaynaklar sınırlıdır, ve bu sınırlılıklar kişisel tercihlerden toplumsal yapılara kadar her seviyede seçimlerin yapılmasını zorunlu kılar. Bu noktada, bir kişinin meslek seçimi, yalnızca bireysel tatminle değil, aynı zamanda o kişinin toplumun ekonomik gelişimine nasıl katkıda bulunacağıyla da ilgilidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün hangi mesleği yapmak istediği sorusu, hem bir bireysel kararın hem de toplumsal dönüşümün ekonomiyle olan bağlantısını anlamamız açısından önemli bir…
8 YorumOsmanlıca’nın derinliklerinde yer alan kelimeler, yalnızca dilin değil, aynı zamanda kültürün de bir yansımasıdır. “Hale” kelimesi de bu bağlamda, hem evrensel hem de yerel perspektiflerden incelendiğinde çok katmanlı anlamlara sahiptir. Dil üzerine düşünmek, farklı kültürlerin ve zamanların insanlarına dokunan ortak bir yolculuk gibidir. Ben de bu yolculukta “hale” kelimesini seçtim. Çünkü bu kelime, bir yandan Osmanlıca’nın zenginliğini bize hatırlatırken, diğer yandan farklı toplumlarda evrensel bir kavram olarak varlığını sürdürür. Gelin, birlikte Osmanlıca’da “hale”nin ne anlama geldiğini ve küresel bağlamdaki karşılıklarını inceleyelim. Osmanlıca’da “Hale” Ne Demek? Osmanlıca’da “hale” kelimesi Arapça kökenlidir ve “etrafı çevreleyen ışık halesi, aura” anlamına gelir. Özellikle ay…
8 YorumYa Gayyur Ne Demek? Toplumsal Normlar ve Cinsiyet Rolleri Üzerine Bir Sosyolojik Analiz Toplumlar, dil yoluyla kendilerini ifade ederken, bazen kelimeler arkasında çok derin toplumsal normlar, ilişkiler ve değerler taşır. Peki, “ya gayyur” kelimesi, Türk toplumunda özellikle ne anlama gelir? Bu kelimeyi duyduğumuzda, sadece anlamını değil, aynı zamanda toplumumuzun içindeki normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratiklerin nasıl şekillendiğine de bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir sosyolog olarak, dilin ve kelimelerin, toplumsal yapıları ve bireylerin etkileşimlerini anlamamıza nasıl yardımcı olduğunu görmek, önemli bir keşif alanıdır. “Ya gayyur” kelimesi, Arapçadan Türkçeye geçmiş olan bir ifadedir ve genellikle “çok cesur ve kahraman” ya da “hakkını…
8 Yorum